Difference between revisions of "Toradora! (Turkish):Volume1 Chapter5"

From Baka-Tsuki
Jump to navigation Jump to search
m
Line 371: Line 371:
 
"H-Hayır! Öyle değil! S-Sen, Kushieda, yanlış anladın..."
 
"H-Hayır! Öyle değil! S-Sen, Kushieda, yanlış anladın..."
   
"Ben sadece diyorum ki kesin artık saklanmayı! Takasu-kun! Taiga! Çoktan çıktığınızı biliyorum! Size hep bunu söylemek istemek istedim!"
+
"Ben sadece diyorum ki kesin artık saklanmayı! Takasu-kun! Taiga! Çoktan çıktığınızı biliyorum! Size hep bunu söylemek istedim!"
   
   

Revision as of 18:08, 17 August 2009

Bölüm 5



"Hey, çek kafanı oradan! Televizyonun önünü kapatıyorsun!"

Ryuuji'nin televizyon ekranının yarısını görmesini engelleyen kafanın sahibi geri dönmeden cevap verdi,

"Ah, kes sesini artık! Sen kendin biraz yana kayamaz mısın?"

Bu usandırıcı cevabı veren kayıtsızlıkla konuşan Aisaka'ydı.

"Ne?! Bir kere o benim televizyonum! Eğer aynı şeyi bir daha söylemeye niyetin varsa, çık dışarı, kapı orda! Zaten şu pencerenin hemen ardında yaşıyorsun!"

"..."

"BEN BURADA YOKMUŞUM GİBİ DAVRANMAYI KES!"

Ryuuji'nin bağırışı nihayet Aisaka'nın başını çevirmesini sağladı. Soğuk bir ifade yansıtan gözleri kirpiklerinin altında parlıyordu.

"Şu anda televizyon seyrediyorum, biraz sessiz olabilir misin? Off~ Aptal bir köpek kolay kolay bir şey öğrenmiyor, değil mi?

"Sen!!! Seni.."

Baş belası komşu Ryuuji'nin aklına gelen ilk şeydi. Tam küçük sehpanın önünde ayağa kalkmış, kendisini Ryuuji'nin efendisi ilan eden ve televizyon ekranının çoğunu kafası kaplayan bu şahsı sertçe dürtmek üzereyken...

"Ryuu~ chan..Kavga etmemelisiniz şimdi~ "

Yasuko açılmış kapının önünde belirdi ve dedi ki:

"Dün Ya-chan ev sahibi tarafından güzelce bir haşlandı.Dediğine göre zaten baştan beri gürültücüymüşüz,ama son zamanlarda gittikçe daha da kötü oluyormuş~"

"Eh, çoğu bu kız yüzünden..Hey! Niye sen gene hiçbir şey giyinmedin?!"

Ryuuji'nin sesi Aisaka'nın şaşırarak başını çevirmesini sağladı, İnko-chan bile irkilerek Yasuko'ya göz attı. Üç çift göz bembeyaz kar gibi tenine bakakalmışken, Yasuko kendisi hiç de rahatsız olmuş görünmüyordu...

Neredeyse şeffaf tek parça bir elbise giyinmiş, belini kıvıran Yasuko elinde bir de zarif leopar desenli bir ceket taşıyordu.

"Bu elbise havalı duruyor!"

"He he he, güzel, öyle değil mi? Başka ne düşünüyorsun Taiga-chan?"

Yasuko kıkırdayıp, eteğini sallaya dururken, Aisaka yüz ifadesini hiç değiştirmeden sadece uzun uzun baktı ona. Ryuuji nefesini tutuyordu...

"..İşte!"

Aisaka parmağıyla Yasuko'nun poposunun ortasını işaret etti.

"İç çamaşırın görünüyor."

"Aaah..! Gerçekten mi?!"

İnko-chan hiç tereddüt etmeden çabucak ekleyiverdi,

"Ama böylesi daha iyi!"

Ne kadar aptalca. Kim bu dünyada bir kuşun dediğine kulak asar ki? Ryuuji kaşlarını çatarken, annesi aniden neşeleniverdi.Aman tanrım, kuşun dediğini kabul etti bu kadın!?

Yasuko eteğini kaldırdı ve çamaşırı ortada bir şekilde kendi etrafında şöyle bir döndü.

"O zaman ben bunu giyeyim! Hadi ben işe gidiyorum~"

Koca göğüslerini hafifçe sallandırarak mutlu mutlu gülümsedi ve biriktirdiği parayla aldığı çörek torbasını kaparak masum masum el salladı,

"Eh, Ryuu-chan, Taiga-chan, Ya-chan gidiyor artık~"

"Evet, evet, dikkatli ol. Çok fazla içme, ve tehlikeli birine rasgelirsen telefonla beni aramayı unutma!"

"Ta~mam~! Taiga-chan eve fazla geç gitme!"

"Tabi, dikkatli olun."

Eski kapı gıcırtıyla kapandığında Takasu evi dış dünyadan bir kez daha koptu.

Önemli olan, şu an, basitçe söylemek gerekirse...

"Hmm, ben gidip bir çay kaynatayım."

"Bana da hazırla ve bir de tatlı ekle tabi."

"Tatlı? Var mı ki evde? Umrunda olan tek şey yemek yemek mi senin? En azından arada sırada bize işe yarar bir şey getir!"

"..."

"Bana duvar muamelesi yapmayı kesecek misin sen?!"

Eğer küçük bir ihtimalle de olsa farketmediyseniz, Takasu Ryuuji ve Aisaka Taiga artık birbirlerinin varlığına tamamı ile alışmışlardı... aynı zamanda Ryuuji'nin garip aile yapısına da. Ama her halükarda bu konuda yapılabilecek birşey yoktu, çünkü bu ikisi neredeyse artık beraber yaşıyor gibiydiler.

Aisaka'nın geç kalkmayacağından emin olmak için, Ryuuji her sabah onu almaya evine giderdi. Yanında önceden hazırladığı bentolarıda getirerek, Aisaka giyinirken Ryuuji basit bir kahvaltı hazırlardı.

Okula yürürken, Minori ile karşılaşmadan önce aralarında uygun bir uzaklık bırakırlar, okula varana kadar da bu uzaklığı korurlardı. Okulda, sık sık Kitamura'nın kalbini kzanmak için çeşitli stratejileri tartışırlar ve sonra bu stratejileri hayata geçirirlerdi...Gerçi çoğu başarısızlıkla sonuçlanmıştı şimdiye kadar.

Okuldan sonra, biraz alışveriş için markete yönelirlerdi...

Başta pişirme işlemi Aisaka'nın yerinde gerçekleşirdi, ama kısa sürede bir problemle karşılaştılar: Eğer sadece ikisi akşam yemeği yiyor olsaydı, her şey yolunda olurdu, ancak o zaman Yasuko ihmal edilmiş oluyordu. Eğer Ryuuji sadece Aisaka'nın payını pişirseydi, o zaman eve döndüğünde tekrar yemek pişirmek zorunda kalırdı ki bu bir günde iki akşam yemeği pişirmek, başka bir deyişle gereksiz yere yorulmak anlamına gelirdi. Aisaka'nın evinde büyük bir miktar pişirip, ailesinin payını eve getirebilirdi, ama bu da pek pratik olmazdı.

Böylece verilen karara göre pişirme Takasu'nun evinde yapılacaktı ve üçü hep beraber yiyecekti ki artık tam da öyle yapıyorlar. Aslında bir düşününce, iki yerde aynı işi yapmayı denemek gerçekten de yorucuydu. Aisaka'nın mutfağı pırıl pırıl olduğu halde, kullanması beklenmedik bir şekilde zor bir yerdi. Bıçaklar pek keskin değildi, ayrıca Ryuuji'nin sinirli hissetmesine yol açan başka bir neden de yeterince tabak çanak olmamasıydı.

Şaşırtıcı bir şekilde, Yasuko Aisaka'yı kabul etmeye oldukça açıktı ve Aisaka kendi açısından Yasuko'nun egzantirikliği konusunda pek de rahatsız veya meraklı değildi, o basitçe sadece akşam yemeği için geliyordu. Ve Yasuko'nun işe gitme vakti geldiğinde, o ve Ryuuji el sallayarak Yasuko'yu uğurlarlardı.

Başlarda, Aisaka Yasuko işe gider gitmez kendi evine yola çıkardı, ama sonraları televizyon seyretmek, manga okumak,arada sırada kestirmek, Kitamura ve Kushieda'yı merak etmek derken...Takasular'ın evinde harcadığı zaman yavaşça uzadı...

"..Ah!"

Ryuuji fark edene kadar, çoktan bu rutin yerleşmişti.

Çenesini kaplayan salyayı silerken, telaşla küçük sehpanın diğer tarafındaki şahsa bağırdı,

"Hey, Aisaka! Uyan!"

"..Hmm..?"

Tembel tembel televizyon seyrederken, fakında olmadan uyuyakalmışlardı. Ryuuji okul eşofmanlarını giymişken, Aisaka tüy gibi yumuşak ve kabarık tek paça elbisesinin içindeydi, ikiside yerde tatamilerin üzerindeydi. Saat çoktan gecenin üçü omuştu bile.

"Ne olursa olsun bütün geceyi benim evimde geçirmemelisin, öyle değil mi? Acele et de, git kendi evinde yat!..."

"..Umm.."

Aisaka yüzünü oturma minderlerinden birine dayamış, minderi yastık olarak kullanırken, Ryuuji onun kendisini duyup duymadığından bile emin değildi. Aisaka elini elbiselerinin içine sokup karnınnı kaşımaya başladı...Niye! seni..Ryuuji çabucak minderi kafasının altından çekiverdi.

"Uug!..Umm.."

Aisaka kafası yere çarptığında bir anlığına gözlerini açtı. Sonra yerin sertliğine alışmaya çalışıyormuş gibi biraz kımıldandı ve rahat bir pozisyona girdiğinde tekrar hafif bir sesle horlamaya başladı.

Ryuuji kızın yanına çömeldi ve uyuyan yüzüne bakmak için eğilip yaklaştı...Bu kadar yakın bir ilişki içerisindeyiz! Belkide kızlarla doğal bir şekilde bu kadar samimi olabileceğim bir yaşa geldim ha.. Hayır! Öyle değil! Bu kız sıradan bir kız değil, bu kız o avuç içi kaplan dedikleri kız ne de olsa! Ama gerçekten de gözlerinin önünde uyuyan bu narin yaratık o vahşice kükreyen avuç içi kaplan mıydı? Halının dokusu pembe yanağında iz bırakmıştı, dudaklarının kenarlarındaysa biraz sıcak süt kalmıştı.Uzun saçları kilimin üzerine öyle dağılmışken, huzurla uyuyan yüzünde gerginlikten eser yoktu.

"..Hey..Aisaka..Aisaka.. uyan!"

Sessizlik. Sadece buz dolabı motorunun sesi duyulabiliyordu bu sessiz iki oda bir mutfaklık apartmanda. Şafağa kadar, yani Yasuko dönmeden önce hala biraz vakit vardı ve İnko-chan kafes perdesinin altında o çirkin suratıyla derin derin uyumaya devam etti.

"Aisaka.. Taiga!"

Vücudunun uzun gölgesi onun yüzünü kaplarken, Ryuuji Aisaka'nın boynunda atan nabzı görebiliyordu. Aisaka'nın kulağına yaklaşıp ona bağırmayı planladı, öne doğru eğildi, ama o anda, vücudu kaskatı kesildi. Burnuna garip ama oldukça hoş bir koku çarptı ve bu koku Aisaka'dan geliyordu.

"E-Eğer uyanmazsan...Sa-Sana saldıracağım burada!"

...Tabi ki ciddi değilim. Mümkün değil. Yani, niye Aisaka'ya bi şey yapmak isteyeyim ki? Hem ayrıca benim çoktan sevdiğim biri var (Minori..). O yüzden hiç ona bir şey yapmayı aklımdan bile geçirmedim.. Cidden!...Doğruyu söylüyorum!

Ama bu kız da fazla vurdumduymaz. Madem uyanmaya niyeti yok, onu biraz korkutmak lazım...Korkutacak bir şey söyleyeceğim o kadar!

Ama Aisaka hareketsiz kalmaya devam etti. Pamuk beyazı yanağında bir kilim ipliği olduğunu farketti Ryuuji...Bu onu kaşındırabilir diye düşündü. Kötü bir niyetim yok.. Sadece onu düşünüyorum.. Onun için bu iplik parçasını alacağım..Ryuuji yutkundu ve yavaşça elini uzattı...

"Ommp!"

Uçarak odanın öteki tarafına gönderilmişti.

"..Hmm? Ne.. yapıyorsun?"

"..H-Hiç birşey.."

Eğer bu bir rastlantı idiyse gerçektende biraz fazla büyük bir taneydi. Aisaka yerde dönerken, kolu da dönmüş, güçlü bir yumrukla bilmeden Ryuuji'nin çenesine iyi bir aparkat yerleştirmişti. Aisaka uyandı ve kafasını kaşıdı, sonra tepe taklak olmuş Ryuuji'yi şüpheyle süzerek kaşlarını çattı,

"...Tuhaf.. ne diye gürültü yapıyorsun? Saat gecenin bir yarısı. İstediğimiz en son şey ev sahibini bir daha kızdırmak!"

"Ra-Rahat bırak beni!"

Eğer Aisaka az önce gerçekten uyanık olsaydı, Ryuji çoktan ölü bir adam olmuştu. Uyurken bile hala korkutucu bu kız..

Aisaka gerçekten de avuç içi bir kaplandı. Vahşet genleri kanını dolduruyordu, karşısına çıkan her rakibi paralayacak tipte bir lise kızıydı.

Artık onu iyice tanıdığı halde, bu gerçeği unutmamak için Takasu Ryuuji bazen gene de böyle durumları görmeye ihtiyacı olduğunu hissediyordu.


* * *



Tanık İfadesi 1

"Ben Haruta Koji, sınıf 2-C'den bildiriyorum: Gerçekten de gördüm, kulüp aktiviteleri bittikten sonra eve dönerken istasyonun yanındaki süper marketten yiyecek bir şeyler alıyordum... O ikisi kesinlikle Takasu ve Avuç içi Kaplandı! Takasu bir alışveriş sepeti taşıyor ve hangi balığı seçeceğine karar veriyordu ki avuç içi kaplan sepete biraz et tıkıştırmaya başladı. Takasu çabucak ona bağırdı, "Hani bu gece buharda pişmiş balık yiyecektik!" ve eti rafına geri koydu. Ve sonra bir miktar soğan ve turp aldılar. Kasaya geldiklerinde, Takasu dedi ki, "Ortak cüzdanımızdan 1000 yen çıkar", avuç içi kaplan uslu uslu bir cüzdan çıkardı. Takasu gene "O değil, öteki, ortak cüzdan!" Nasıl desem, tıpkı evli bir çift gibiydiler."


Tanık İfadesi 2

"Ben Kihara Maya, ben de sınıf 2-C'den bildiriyorum: Sabah okula giderken yolda gördüm... Normalde bisikletle giderim okula.. O yeni yapılan havalı apartmanı biliyor musunuz? Ne zaman oradan geçsem, burada yaşasam ne kadar harika olurdu diye düşünmüşümdür. İşte öyle sabahların birinde Takasu-kun'un dışarı çıktığını gördüm. Düşündüm ki, "Vay canına! Burada mı yaşıyor o ?" Aisaka'nın homurdanarak peşinden koştuğunu gördüm, "Hala uykum var! Beni daha erken kaldırmalıydın!" Gözlerime inanamadım. Devamını izlemeden edemedim ve Takasu-kun'un arkaya dönüp bağırdığını gördüm, "Kaç kere çağırdım seni!".. Yoksa bu ... onlar gerçekten..?


Tanık 3


"Şey, ee... Ben sınıf 2-C'den Noto Hisamitsu. Birinci sınıftayken Takasu ile yakın arkadaştık ve hala berebar çok zaman geçiriyoruz. Ama son zamanlarda ne zaman onunla birlikte okula yürümek istesem bir şekilde ortadan kayboluveriyor. Neyin nesidir bu diye düşünmeden edemiyorum. Daha dün, en sevdiğim grubun yeni albümü çıktığı için müzik mağazasına beraber gideriz diye düşündüm. Gidip öğle yemeği arasında ona sordum..Sonunda.. Oldukça gariptir, bana dedi ki 'Bekle bir saniye,' ve sonra arkaya döndü, "Aisaka, bugün seninle eve gelemiyeceğim, tamam mı?.. 8'de dönerim.'.. Bu beni meraklandırdı. Dönersin? Nereye? Ve ne yapacaksın o döndüğün yerde? Daha sonra, müzik mağazasındayken, ne oluyor diye sordum ona, o da sadece 'Boş ver' dedi... Kesinlikle birşeyler dönüyor!"


Tanık 4


"Ben sınıf 2-C'den Kushieda Minori. Sanırım benim için Taiga'nın yakın bir arkadaşı diyebilirsiniz, ama son zamanlarda sanki benden birşeyler saklıyor gibi. Her sabah okula beraber yürümeden önce aynı yerde buluşuyoruz, ama , bunu nasıl açıklasam size.. Takasu-kun da beraber geliyor, sanki hiçbirşeyin farkında değilmiş gibi yürüyerek her zaman Taiga'nın biraz arkasında beliriveriyor. Bu bir 'çift' oldular anlamına mı geliyor? Yoksa bir daha 'asla ayrılmamaya and mı içtiler'? Ama Taiga her zaman " Sadece yolda karşılaşıveriyoruz," diye iddia da bulunuyor ya da "Gerçekten mi? Hiç fark etmemişim." diyor. Hmmm, her ne kadar Taiga'nın üç günde bir okula geç kalma alışkanlığından kurtulmuş olmasına sevinsem de... Benden birşey sakladığı hissinden rahatsız olmadan edemiyorum. O ikisi okulda bile biraz sinsi görünüyor bana, kim bilir ne haltlar karıştırıyorlar... Oh? Yoksa kıskançlık dedikleri şey bu mu? O zaman Sailor sistemine ne olacak? Peki ya Rosa Chinensis ve Rosa Gigantea ne olacak?... Ne diyorum ben? Ahhh! ben bile neden bahsettiğimi anlamıyorum artık~!!! "


...Ryuuji hala Ryuuji idi. Keskin bakışları çoğu zaman yanlış anlamalara ve söylentilere yol açardı. Ama o çoktan alışmıştı, ya da daha açıklayıcı olmak gerekirse, incinmemek için, bir defans mekanizması olarak başkalarının dediklerini göz ardı etmeyi çoktan öğrenmişti.

... Aisaka ise hala Aisaka'ydı. Dedikoduları pek de dert etmeyen tipte bir kızdı. Esasında kendisi dışında kimse ilgisini çekmezdi, (Minorin ve Kitamura istisnalardı tabi).

Baştan beri ikisi de okulda şöhret sahibi olduklarından, etraflarında artan fısıltıların hiç farkına varmadılar.

Bu vesvesesi hiç bitmeyen sınıfta, ikisine bakışlar atıp başlarını sallayarak sınıf arkadaşları birbirlerinin kulaklarına fısıldaştılar: ".. Kendi gözlerimle gördüm, ikisi de aynı binadan çıktı... ", "Beraber marketteydiler önceki gün... ", "Gene ikisi fısıldaşıyorlar..", "Ah! İkisi de ortadan kayboldu! ", "Avuç içi kaplan Takasu'yu ilk ismiyle çağırdı," "Ama Takasu da cesur, öyle rahat rahat onu aptal diye çağırabilmek", "Ve üstelik de hala sağ salim kalmak..", "Bentoları bile aynı!"

Acaba Takasu Ryuuji ve Aisaka Taiga beraber...?

"Ah, kahretsin!"

Minik avuç içi kaplan soludu, herkesin irkilmesine yol açarak. Ne oldu? Avını mı kaybetti? Ancak Aisaka'nın yüz ifadesi değişmedi,

"Hey Ryuuji! Sana bir şey söylemeyi unuttum... "

Aisaka, Ryuuji'nin etrafında oturan sınıf arkadaşlarının eğilmeye başlayıp dediklerine kulak misafiri olmaya çalıştığı gerçeğini göz ardı ederek direk onun cam kenarındaki sırasına yürüdü.

"Şimdi ne var?"

"Dün... "

Aisaka'nın sesi alçalıyordu... Duyamıyorum! Dedi paparazziler daha da yakına eğilerek.

"..söylemyi unuttum..."

Ryuuji homurdandı ve Aisaka'nın alçak sesini dinlemek için yüzünü kaldırdı. Etraflarındaki kulaklar pozisyonlarından gelen herhangi bir sinyali almaya çalışırken, sadece Ryuuji'nin duyabileceği bir sesle fısıldamaya devam etti Aisaka.

"...bu gece evet gitmiyor..."

NE?! Ryuuji'nin arkasında oturan oğlanlar bunu duyunca kaskatı oldular. Ne dedi o az önce?? Notları sağa sola dağıtarak herkese az önce duyduklarını ilettiler. Aisaka az önce bu gece eve gitmeyeceğini söyledi. Herkes sustu. Etraflarındaki bakışları göz ardı ederek, Ryuuji cevap verdi,

"..gece kalacak?.."

"...Evet."

"O zaman... çoktan hazır.."

"...Evet."

Olamaz! Olabilir mi? Onlar gerçekten!!!? Fısıltılar sınıftan sürüklenip geçti. Hey, bekle bir saniye, onlar gerçekten, gece kalmak dedi.. ve hazırlanmak dedi..

"Yani bunun anlamı avuç içi kaplan Takasu'nun evinde kalacak bu gece demek mi?"

Salyalarını yutarak, uzun saçlı Haruto alçak sesle fısıldadı

"Takasu hazır ol dedi.. b-bunun anlamı beraber yatağa gitmek? Aman tanrım... bu insana ne kadar yanlış bir his veriyor..."

Tam Haruta'nın arkasında ayakta duran dört göz Noto da yavaşça cevap verdi.

Uvaaa~! Sınıftaki kızların bazıları heyecanla soluk alıp vermeye başladılar. Bu sınıfımızın resmi olarak bilinen ilk cinsel deneyimi olabilir!... Kihara Maya kıpkırmızı kesildi ve açıkça ilan etti, "Bence bu onların ilk seferleri bile değil!" Oğlanların bazıları acıyla mırıldandı, "Aslında ben her zaman avuç içi kaplanın biraz güzel olduğunu düşünmüştüm, kimse ona kancayı takamaz diye ümit ediyordum..." Diğerleri de ekledi, " Ben de öyle. Geçen sene ona aşkımı itiraf ettiğimde, umursamaz bir şekilde hepimizin cehenneme kadar gidebileceğini söylemişti..." Daha ve daha fazlası fikirlerini dile getirmeye başladı.

Bütün sınıf tek bir vücut halinde Ryuuji'ye döndü, ikisinin geleceklerini planlamalarını izlemek için. Aisaka pencereden dışarı bakıyordu, o yüzden kimse surat ifadesini seçemiyordu, bu arada Ryuuji kaşlarını çatıyordu, sanki birine meydan okuyormuş gibi... yüksek bir ihtimalle Aisaka'nın babasına.

"Ku-Kushieda, görünüşe bakılırsa senin iyi dostuna bu gece büyük bir şey olacak!"

Kushieda sessiz kaldı.

"Kushieda?"

Kızlar kaç kez omzuna dokunsalarsa dokunsunlar veya dirsekleriyle dürterlerse dürtsünler, o hareketsiz kaldı ve öylece o ikisini izlemeye devam etti.

Aslında o kadar gerekli olmasada, ikilimizin gerçekte neden bahsettiğini açıklasak iyi olur:

"Annen dün bir şey yemeden çıkmadı mı? Bu gece eve gelmeyecekmiş, onu söylememi istedi.Bar sahibinin doğum günü olduğu için, sabaha kadar parti yapacaklarmış."

"Yasuko barda mı kalacak?Yani bütün gece mi kalacak?"

"Evet, öyle söyledi."

"O zaman çoktan hazır olmalı bütün gece o yaşlı adam İnage'nin acılarını dinlemeye, daha geçen sene boşandı o adam."

"O kısmı da söyledi, 'O İnage yok mu durmadan aynı şey..." gibi birşeyler söyledi..." "Ahh, kahretsin! Beni ailenin kişisel sekreteri olarak kullanmaktan vazgeç!"

"Eğer beğenmiyorsan, yemek yemeğe benim eve gelme!"

"..."

"Sana kaç kez söylemem gerekiyor beni duymazlıktan gelme diye?!"



* * *



2-C oldukça normal bir teneffüs geçirmekteydi. Takasu Ryuuji güneşle kaplı sırasında manga okuyor, Aisaka Taiga ise suratında canı sıkılmış bir ifade, etrafında 'bana yaklaşma' diyen bir aurayla sessizce kutu sütünü içiyordu.

Ancak oldukça cesaret sahibi bir kişi gedi ve Aisaka'nın sırtını sıvazladı,

"Hey, Taiga.. Şu an vaktin var mı?"

Bu kişi Kushieda Minori'den bir başkası değildi. Yani sonunda soracak, ha?... Bütün sınıf avuç içi kaplanın kafasının arkasına dikmişti gözlerini.

"Niye bu kadar ciddi bir surat... Hey! Minorin?!"

Geçmişte kendisi için pek de normal olmayan ciddi bir ifadeyle, Minori Taiga'yı yakasından sürükleyerek sırasından kaldırdı. Minik Aisaka bağırdı,

"S-Sen beni çekiştirmeden de hareket edebilirim! Düşeceğim!!"

"Sen sadece beni takip et!"

Görüldüğü üzere Minori bütün dünyada bunu avuç içi kaplana yapabilecek tek kişiydi. Eğer başka biri olsaydı, üç saniyeden kısa bir zamanda bir uzuvları ısırılmış olurdu. Herkes nefesini tutarken, Minori Aisaka'yı çuval gibi sürükledi ve önündeki kişiye dedi ki,

"...Sen. Sen de gel!"

"....Huh?... B-Ben mi?"

İşaret ettiği kişi Takasu Ryuuji'den başkası değildi. Minori tarafından çağrıldığı için biraz kendinden geçmiş hissetti. Gerçi beni sadece 'sen' diye çağırdı..Gözleri bu düşünceye biraz kısıldı, gerçi başka hiç kimse kaşlarını çattığını anlayamıyordu.

Okul çatısı gergin bir atmosferle doluydu...aslında gözle görülemese de, öyle hissediliyordu.

Genel olarak güzel bir gündü, bulutlar gök yüzünde aheste aheste kayıyorlardı.

"M-Minorin...?"

"Kushieda?"

Ryuuji ve Aisaka'yı buraya sürükledikten sonra, Kushieda Minori arkasını dönmüştü onlara... Bu sıra dışı vaziyette, okul üniformasının üstüne giydiği eşofmanın kenarları nedendir bilinmez rüzgara karşı uçuşuyordu.

Ryuuji sesini kısarak kendisinden 30 cm alçakta olan Aisaka'ya fısıldadı,

"Hey... neler oluyor burada?"

"Be nereden bileyim?..Minorin'i ben de ilk kez böyle görüyorum... belki de bir şeye kızmıştır?"

Aisaka melankolik bir havayla kafasını kaldırdı, rahatsız olmuş bir hali vardı, gene de öne adım atmaya karar verdi...

Toradora vol01 179.jpg

"Şeyy... M-Minorin.....?"

Elini öne uzatırken sesi durdu. Sanki bütün dünya da durmuş gibiydi. Geri dönerken Minorin'in gözlerinden sanki bir göz yaşı pırıltısı görmüş oldular, ancak daha emin olamadan Minori aniden Taiga'nın önüne atladı.

"Ahh?!" diye çığlık attı Aisaka, kollarını kalkan yaparak. Neler oluyor? Minori sesizce Aisaka'nın yanından kayarak geçti ve sonra...

"TAKASU----KUUUUUNNN!!!!!"

"Vahhh?!"

Minori Ryuuji'nin bir kaç metre önünde durdu ve zarifçe yere diz çöktü.

Uçuşan tozlar ve eşofman ceketinin ortasında...

"Şu andan itibaren Taiga'mı sana emanet ediyorum! Lütfen! Ona iyi bak!!!"

Gökleri delen bir bağırtıyla bunu söyledi.

"..Huh?! Ne..? Haaaa?!"

Minori elleri yerde başını eğdi alnı parmaklarına değene kadar. Ryuuji'nin bütün bu olanlardan ağzı açık kalmıştı, Aisaka ise çenesini kapamakta büyük çaba sarf ediyordu.

"Takasu-kun, bu kız.. Taiga, o benim için çok önemli bir arkadaş. Zaman zaman kolay sinirlenebilir, ama oldukça iyi kalpli ve nazik bir kızdır!!!... Lütfen! Onu m-mutlu et!!!"

Ühü... Aisaka'nın tek görebildiği Minori'nin ağladığıydı. Bir saniye geçti..on saniye... otuz saniye..

Kendine ilk gelen Ryuuji oldu,

"Kushieda, b-bekle bir saniye...n-neden bahsediyorsum..?"

"Lütfen böyle yapmayı kes!

Minori kafasını kaldırdı ve ciddi bir ifadeyle Ryuuji'ye baktı,

"Bilmezlikten gelmeyi kes, tamam mı? Takasu-kun, bu kadarı yeter artık! Herşeyin farkındayım! Sizi sonuna kadar destekleyeceğim!"

Minori bütün bunları direk Ryuujiye bakarak açık ve azimli bakışlarla ilan etti ...Ryuuji kendi açısından Minori'nin davranışından o kadar büyülenmişti ki, ağzını açamıyordu.

"Hiç fark etmediği mi düşünüyorsunuz? Her gün okula beraber yürümüyor musunuz? Ve ben de her zaman ikinizin arasındayım. Bunca zamandır beraber olduğunuzu bana söylemenizi bekledim..Ama ne kadar vakit geçerse geçsin bir türlü söylemiyorsunuz! O yüzden!"

"H-Hayır! Öyle değil! S-Sen, Kushieda, yanlış anladın..."

"Ben sadece diyorum ki kesin artık saklanmayı! Takasu-kun! Taiga! Çoktan çıktığınızı biliyorum! Size hep bunu söylemek istedim!"





4. Bölüm'e Geri Dön Ana Sayfa'ya Geri Dön 6. Bölüm'e Git