Difference between revisions of "Utsuro no Hako - Türkçe:1. Cilt 1. Defa (2)"

From Baka-Tsuki
Jump to navigation Jump to search
m
m
Line 1: Line 1:
“Adım Aya Otonashi. Tanıştığımıza memnum oldum,” dedi transfer öğrencisi, yüzünde hafif bir gülümseme ile.
+
“Adım Aya Otonaşi. Tanıştığımıza memnum oldum,” dedi transfer öğrencisi, yüzünde hafif bir gülümseme ile.
   
 
Şaşırtıcı görünüşünden affallamış, kızlar birbirleriyle sesli bir şekilde konuşmaya, erkekler ise söyleyecek laftan yoksundu.
 
Şaşırtıcı görünüşünden affallamış, kızlar birbirleriyle sesli bir şekilde konuşmaya, erkekler ise söyleyecek laftan yoksundu.
Line 11: Line 11:
 
onu gördükten sonra sanırım herhangi birisi benimle hemfikir olurdu.
 
onu gördükten sonra sanırım herhangi birisi benimle hemfikir olurdu.
   
“Bir beyanda bulunmak istiyorum,” dedi Aya Otonashi, yüzündeki kusursuz gülümsemeyi kaybetmeden.
+
“Bir beyanda bulunmak istiyorum,” dedi Aya Otonaşi, yüzündeki kusursuz gülümsemeyi kaybetmeden.
   
“Lütfen—Aya Otonashi ile—benimle arkadaş olmayın.”
+
“Lütfen—Aya Otonaşi ile—benimle arkadaş olmayın.”
   
 
Sınıf bir anda sessizliğe büründü.
 
Sınıf bir anda sessizliğe büründü.
Line 19: Line 19:
 
Bu beyan tek başına gürültücü sınıfımızı sessiz yapmak için yeterliydi, adeta sihir gibiydi.
 
Bu beyan tek başına gürültücü sınıfımızı sessiz yapmak için yeterliydi, adeta sihir gibiydi.
   
“Lütfen, yorumuma alınmayın. Mümkünse, herkes ile arkadaş olmayı çok isterdim. Fakat, bu mümkün değil. Çünkü—,” dedi katı, ama bir yandan hüzünlü bir ses tonuyla, “—Aya Otonashi’nin varlığı <u>kuruntu olmak zorunda</u>.”<!--Kuruntu garip geliyor, ama hayal demek aynı anlamı vermez, ve illüzyon pek Türkçe olarak sayılmaz. En uygun terim bu bence, ama belki başka bir şey geçebilir yerine?-->
+
“Lütfen, yorumuma alınmayın. Mümkünse, herkes ile arkadaş olmayı çok isterdim. Fakat, bu mümkün değil. Çünkü—,” dedi katı, ama bir yandan hüzünlü bir ses tonuyla, “—Aya Otonaşi’nin varlığı <u>kuruntu olmak zorunda</u>.”<!--Kuruntu garip geliyor, ama hayal demek aynı anlamı vermez, ve illüzyon pek Türkçe olarak sayılmaz. En uygun terim bu bence, ama belki başka bir şey geçebilir yerine?-->
   
 
Ne dediğine dair en ufak fikrimin olmamasına rağmen yutkundum.
 
Ne dediğine dair en ufak fikrimin olmamasına rağmen yutkundum.
Line 31: Line 31:
 
Sağlam bir ses tonuyla devam etti.
 
Sağlam bir ses tonuyla devam etti.
   
“Bu nedenle, ben—Aya Otonashi adı altında kuruntu kalmak zorundayım.” <!--Gerçek ismi Aya Otonashi değil, sadece o isme bürünüyor. Bunu nasıl ifade edebileceğimi bilemedim ama.-->
+
“Bu nedenle, ben—Aya Otonaşi adı altında kuruntu kalmak zorundayım.” <!--Gerçek ismi Aya Otonaşi değil, sadece o isme bürünüyor. Bunu nasıl ifade edebileceğimi bilemedim ama.-->
   
Anladım. Ne demek istediğini anlamamıştım, ama o henüz ‘Aya Otonashi’ olmamıştı.
+
Anladım. Ne demek istediğini anlamamıştım, ama o henüz ‘Aya Otonaşi’ olmamıştı.
   
O ‘Aya Otonashi’ olacaktı.
+
O ‘Aya Otonaşi’ olacaktı.
   
 
Muhtemelen olmak istemiyordu. Dilediği şey bu değildi.
 
Muhtemelen olmak istemiyordu. Dilediği şey bu değildi.
   
Ama yine de, ‘Aya Otonashi’ olmaktan başka bir çaresi<!--seçeneği de olabilir, ama çaresi anlam olarak daha çok hoşuma gitti.--> yok.
+
Ama yine de, ‘Aya Otonaşi’ olmaktan başka bir çaresi<!--seçeneği de olabilir, ama çaresi anlam olarak daha çok hoşuma gitti.--> yok.
   
“Ama ben güçlü değilim,” dedi pişmanlıkla. “Sanırım şikayet etmek isteyeceğim zamanlar olacaktır. Fakat her şey başlayınca, zayıf nokta gösterdiğim an ‘Aya Otonashi’ olmaktan çıkarım. Bu son şansım olduğu için, şu an için kendime biraz zayıflık göstermeye izin vereceğim. Ben—”
+
“Ama ben güçlü değilim,” dedi pişmanlıkla. “Sanırım şikayet etmek isteyeceğim zamanlar olacaktır. Fakat her şey başlayınca, zayıf nokta gösterdiğim an ‘Aya Otonaşi’ olmaktan çıkarım. Bu son şansım olduğu için, şu an için kendime biraz zayıflık göstermeye izin vereceğim. Ben—”
   
 
Tesadüftü.
 
Tesadüftü.
Line 55: Line 55:
 
“Pekala, kendimi tekrar tanıtmama izin verin lütfen,” dedi, kendi kandırmaya çalışırmış gibi.
 
“Pekala, kendimi tekrar tanıtmama izin verin lütfen,” dedi, kendi kandırmaya çalışırmış gibi.
   
“<u>Adım ‘Aya Otonashi.</u>’ Önümüzdeki uzun yolda ilerlerken umarım aramız iyi olur.”
+
“<u>Adım ‘Aya Otonaşi.</u>’ Önümüzdeki uzun yolda ilerlerken umarım aramız iyi olur.”
   
Aya Otonashi çok derin bir şekilde başını eğdi.<!--Aa.. Türkçede nasıl hitap edildiğini hatırlamıyorum. Japon kültürüne ait bir selamlaşma vs. vs. o kısmı tamam ama kelimesini hatırlamıyorum. Baş eğmek tam ifade etmiyor sanki, çünkü belden eğiliyo burda. Ama eğiliyor diyince de sanki yerden bir şey alıyor. Graaaaaaah!!!-->
+
Aya Otonaşi çok derin bir şekilde başını eğdi.<!--Aa.. Türkçede nasıl hitap edildiğini hatırlamıyorum. Japon kültürüne ait bir selamlaşma vs. vs. o kısmı tamam ama kelimesini hatırlamıyorum. Baş eğmek tam ifade etmiyor sanki, çünkü belden eğiliyo burda. Ama eğiliyor diyince de sanki yerden bir şey alıyor. Graaaaaaah!!!-->
   
 
Nasıl tepki vermesi gerektiğinden emin olmayınca, hepimiz sessiz kaldık.
 
Nasıl tepki vermesi gerektiğinden emin olmayınca, hepimiz sessiz kaldık.

Revision as of 13:12, 5 February 2016

“Adım Aya Otonaşi. Tanıştığımıza memnum oldum,” dedi transfer öğrencisi, yüzünde hafif bir gülümseme ile.

Şaşırtıcı görünüşünden affallamış, kızlar birbirleriyle sesli bir şekilde konuşmaya, erkekler ise söyleyecek laftan yoksundu.

Tabi ben de bir istisna değildim. Asla onun kadar güzel birisini daha önceden gördüğümü sanmıyordum. İstesem de gözlerimi ondan ayıramazdım. Gözlerimiz buluştu. Anında onun gözlerinden büyülenmiştim. Transfer öğrencisi sanki tepkime alışıkmış gibi davrandı ve bana hafifçe gülümsedi.

Neredeyse başımı döndürmüştü.

Onunla âşık olmak muhtemelen imkansızdı. Aramızdaki fark çok fazlaydı. Sanki farklı dünyalarda yaşıyormuşuz. Bu kulağa biraz kötü gelebilir, ama onu gördükten sonra sanırım herhangi birisi benimle hemfikir olurdu.

“Bir beyanda bulunmak istiyorum,” dedi Aya Otonaşi, yüzündeki kusursuz gülümsemeyi kaybetmeden.

“Lütfen—Aya Otonaşi ile—benimle arkadaş olmayın.”

Sınıf bir anda sessizliğe büründü.

Bu beyan tek başına gürültücü sınıfımızı sessiz yapmak için yeterliydi, adeta sihir gibiydi.

“Lütfen, yorumuma alınmayın. Mümkünse, herkes ile arkadaş olmayı çok isterdim. Fakat, bu mümkün değil. Çünkü—,” dedi katı, ama bir yandan hüzünlü bir ses tonuyla, “—Aya Otonaşi’nin varlığı kuruntu olmak zorunda.”

Ne dediğine dair en ufak fikrimin olmamasına rağmen yutkundum.

“Biz kötü bir eşleşmeyiz zaten. Tesadüfen sadece bir iki defa karşılaşıp bir daha asla karşılaşmayacak insanlar gibiyiz. Çünkü ben ‘transfer öğrencisiyim,’ kimseyi tanımıyorum, ve kimse beni tanımıyor—ve ben sürekli olarak bu mevkiye geri döneceğim. Bu alakasız mevkiyi uzun bir zaman boyunca dayanıp sürdürmem gerekecek. Öyleyse beni bir hayalet olarak hitap etmek uygundur sanırım. Ama hayalet olarak bile benlik bilincim var. Mevkim yüzünden bende üzgün hissediyorum, ama kabul etmekten başka çarem yok. Çünkü kendimi kuruntu olarak kabul edemediğim an—daha fazla dayanamadığım an—bu sahte tekrarlar arasında ben de kaybolacağım.”

Hala hiç anlamamıştım. Tek anlayabildiğim şey onun çok ciddi olduğu ve kimsenin onun dedikleriyle alay edemediğiydi.

“Kuruntu olmak için, bu kutu içerisinde gerçek ismimi terk ettim. Korkuyorum ki eğer gerçek ismimi kullanırsam, kendime yük olacağım. Ve eğer bu tekrarlar arasında kaybolursam, hepiniz muhtemelen silinirsiniz.”

Sağlam bir ses tonuyla devam etti.

“Bu nedenle, ben—Aya Otonaşi adı altında kuruntu kalmak zorundayım.”

Anladım. Ne demek istediğini anlamamıştım, ama o henüz ‘Aya Otonaşi’ olmamıştı.

O ‘Aya Otonaşi’ olacaktı.

Muhtemelen olmak istemiyordu. Dilediği şey bu değildi.

Ama yine de, ‘Aya Otonaşi’ olmaktan başka bir çaresi yok.

“Ama ben güçlü değilim,” dedi pişmanlıkla. “Sanırım şikayet etmek isteyeceğim zamanlar olacaktır. Fakat her şey başlayınca, zayıf nokta gösterdiğim an ‘Aya Otonaşi’ olmaktan çıkarım. Bu son şansım olduğu için, şu an için kendime biraz zayıflık göstermeye izin vereceğim. Ben—”

Tesadüftü.

Evet, herhalde sırf tesadüftü, ama şüphesiz—

—o bana doğru bakıyordu şunu söylerken:

“Ben—yanımda olacak birini istiyorum.”

Ve ardından bana gülümsedi.

“Pekala, kendimi tekrar tanıtmama izin verin lütfen,” dedi, kendi kandırmaya çalışırmış gibi.

Adım ‘Aya Otonaşi.’ Önümüzdeki uzun yolda ilerlerken umarım aramız iyi olur.”

Aya Otonaşi çok derin bir şekilde başını eğdi.

Nasıl tepki vermesi gerektiğinden emin olmayınca, hepimiz sessiz kaldık.

O sebepten dolayı, alkışlamaya başladım.

Alkışlarım duyulabilen tek sesti.

Sonunda biri bana katıldı. Başka biri daha alkışlamaya başladı. Alkışlama sesleri yükselmeye devam etti.

Bütün sınıf arkadaşlarımız alkışlamaya başlayınca, sonunda başını tekrar kaldırdı.

Ama artık gülümsemiyordu.

Ellerini sıkmış, gözlerinde parıldayan yakıcı bir irade ile dümdüz ileri bakıyordu.



Geri Git - 27,756. Defa Geri Dön - Ana Sayfa (Main Page) Devam Et - Kapanış